25 Ocak 2010 Pazartesi

ALEX, alex, alex...




çılğın aşkın 3 filmlik destanı ve küçük bir ek(U.N.K.L.E-feat: Tom Yorke, rappit in your head lights)

20 Ocak 2010 Çarşamba

travma sonrası stres bozuklukları

gecenin bir tenhasına yuvarlanıyorum, bilindik yabancı 1 his,vertigo...
birlikte ve yalnız, birlikte ve kalabalık.
hislerimi soyuyorum yavaş yavaş, eriyor mimari bedenim, kayıbım sanki zamandan. usulca bir portihead sağanagı, soyut bir iklim ve karşıyaka silüeti. ve belirsizlik ve belirsizlik ve...
rakının sağlamasına yapmaya daha çok var ve aşk travma sonrası stres kayması olabilirdi gecede.
yeni acılar yaratmalıyız, yeni bayramlar, iç çekişler sarmalı leylak duvarlar boyu bizleri sancı.
ve susuş, ve susuş, susuş...

videotape.

geceye sabotaj kokusu sinmiş...

kesik bir uğultu vardı, gecede...
odalar boyu üflenen kovalar, tuvaletler boyu patlamış drajeler, kullanılmış condomlar, lekelenmiş pantolonlar, dişlenmiş kulak memeleri, arşınlanmış bedenler, küflenen, çürüyen bedenler boyunca lobotomi özlemi.

mukozalardan, frengiden ve neşterden uzak bir Alsancak adası akşamında kendim için en uygun ölüm biçimlerini düşünüyorum. atlamak akıl işi değil, hap garanti değil, arsenik en temizi diyerek lafa karışıyor doktor.tuhaf bir diyalektik bu, kaosa ben yandan bakarken, her şeyi olagan karşılıyor Yaprak, sakin ol sadece bir tekila daha iç-diyor.

bi tekila daha aç karnına, yaşam beni terk etmişken ve akşam usulca çökmüşken alsancak adasına, ölümüne bir tekila daha.

küçük gögüslerin sakladığı sırlar ile esen jamaica rüzgarı, parlak ayakkabılar çetesi, belirsiz bir özlem ve kana karışan sıvı.

sikin başında birikmiş, inci tanesi olma hevesilisi meni, gözünü kan bürümüş kadın çalışmaları, moda ikonu olmaya çalışan yuppie çığlıkları ve sadece gece yarısından sonra örümceğe dönen kadınlar.

Sevincin oraya asıla bir faşist bir pankart var onu ustura takılmış bir iple kesmek istiyorum. bu gece bir kaç mağaza vitrinine tükürmek ve tüm bankamatikleri boyamak menimle.

Portekizli bir kız ormanda memelerini açmış,yüzüe hayvan gözleri ve türk usul anal sex.kayıp hecelerden boşalan öfke ve sonsuz acı,sonsuz öfke, son suz..

artık garsonlar bile beni geleceklerini ipotek altına almakla itham ediyorlar,dostlarıma verdiğim zarardan üzgünüm.

yalnızım, bordo renkli ışıltılı kuyruklu akşam alacası ve bir tekila daha.
bir tekila daha...

majör depresyon

kesik akıntılar vardı, kesik...
cam kesiği, ustura kesiği, bıçak kesiği, dişlenmiş et, morarmış vuku bulan vüc ut..
loş bir sahil ezberinde değilim artık, vakit yaklaşıyor, bunu hissedebiliyor ten.
gecikmiş bir arzu kesintisi ve eksik taşlar, ki beklerdik öyle bir mordoğan alacasında.
kamçılama isteği. ölüm özlemi. gece yanığı. kasık sarsıntısı, ruh hastalığı, ecel nöbeti ve dişlenememiş doygun gögüslere saklanan sancı...
kesik kamçılanma isteği.

17 Ocak 2010 Pazar

Aşık Kadın ve Psikotik

çok eski zamanlarda aşık bir kadın varmış, bir de adam; psikotik... kadın psikotike değil, başkasına aşıkmış ve psikotik zaten onu kimse sevmek istese ötelermiş. Dedik ya, eski zamanlarmış...
aşk'ın tutkusal bir hastalık olduğunu bilirmiş belki de her ikiside, ama psikotik bunu bir hastalık, kadında nostaljik bir takıntı olarak yaşarmış, düne esir.

hikayede tuhaf olan,yaban olan, rasyonelleşrilemeyen tek şey eski bir fotoğrafmış. geçmişten kalan bir leke, 4. karedeki hece.
zamanın uçsuz dehlizlerinde saklı kalmış arzu, komşu bir gezegenin gölgesinde, hiçte..

16 Ocak 2010 Cumartesi

etin söylediklerine inançsızdım, ben...

beyin kimyamda ciddi değişiklikler seziyordum. sabahları kaçak bahçelere ırak kabuslar vardı. sabotaja uzak bir şehrin sancılı komşuları.
tüm dünyayı sikebilirdim, ama hiç inancım kalmamıştı ete.
yaban kuşlar vardı tepemizde,sessizce, ufkumun kararmasını bekledim, hiçe...

13 Ocak 2010 Çarşamba

Marksist İktisatçılığın Totemleri

Marx'ın en büyük kahrı, devamcısı olduğunu söyleyen akademik iktisatçılar ve parti bürokratları olsa gerek. Bir devrimci eleştirel teoriyi alıp önce ideolojiye ardından 'bilime' çevridiler, bu marksistler.

bolluğun teorisini hiç üretmediler, ancak yoksulluğun cebiri ile var olabiliyorlardı. aydınları, adı konmamış bir antlaşmalı evliliğe çekmeye çalıştılar. yoksulluğu paylaşmanın adı dayanışma olacaktı, öncüye yeni alanlar açılması, tutkuların yerine gerekliliklerin alması; özgürlüğün yerini zorunluluğun. ruhun yedeği alındığı bu iklimde, romantik isyana düşen de, ardına bakmadan yalnızlığına dönmektir.

3 Ocak 2010 Pazar

Acı Hayat 2

çaresizlik ölüm vadisi, sarar ufkumu
sabretmek kaybolmuş çocukluk
acı ezberler biledim erkekliğime
dünya sanki beni hiç duymamıştı
boşluk

ve acı
ve acı
ve acı

1 Ocak 2010 Cuma

Sürrealist Devrim ve Bunuel


50. YIL KÖŞKÜ OCAK 2010 ETKİNLİKLERİ

Film Saati: Gündüz Güzeli (1967) Yönetmen: Luis Bunuel
Bağlam: “Burjuva Ahlakı ve Sürrealist Sinema”
Sunan: Rafet Arslan
(Sürrealist Eylem Türkiye)

13 Ocak 2010 Çarşamba
Saat: 17.30

EGE ÜNİVERSİTESİ REKTÖRLÜĞÜ BAHÇESİ
TEL: 342 95 42 / 388 40 00 – 25 00
www.egesanat.ege.edu.tr