30 Mayıs 2015 Cumartesi
metruk mektep..
Rimbaud; sessizliği seçti.
Duchamp; suskunluğu seçti.
Genet; mücadaleyi seçti.
Cioran; hiçliği seçti.
Ian Curtis; boşluğu seçti..
sen neyi seçiyorsun gafil diye sordu; sırlı bir ayna.
neyi?
çıldırı saati
Bazen sıkça düşünürüm, yeteri kadar deliremedik diye. Ya da yeterince delirdik ama bunu dışarı eksik attık; çoğu içi yaktı diye. .
Bazan; derim işte sen kimsin adam, bu kaçıncı level, neyi tam doğuramadin, kaçıncı düşük bu diye..
Peki hayat; sence vakit ne?
mad max fury road üstüne- kısa flux
George Miller Mad max-Fury Road ile bir sinema ustası dahi, büyük bir yönetmen olması yanında; çağının tanığı bir aydın ve insanlığın geleceğini sanatla iyileştirmek isteyen bir temiz kalp, bir münevver olduğunu da -herkese- ispat etti.
Bu çağda böyle sanatçılar oldukça -hep- umut vardır..
fanzinler
Atölye de şimdi baktım 40'a yakın fanzin yapmışız . Bülten, broşür;, basılı text trafiğini saynadan ve 90larin kayıp hafızasını da anarak. Nedeseyse 15 yıldır çaktırmadan yayın yapan bir small press:)
müzik eleştirisinin yokluğu
sürekli yerli bağımsız müzik sahnesi dair albüm yazılarını okuduğumda Advertorial reklam kokusu alıyorum. sürekli olumlu tarafları öne çıkartan, eksiği gediği örten yaklaşımlar hakim; bant magazine'den Kargamecmua'ya oradan hatırı sayılır 3-5 müzik sitesine.
sanırım ekspress ten beri gelen yerli ve alternatif müzik yazınını masaya yatırma vakti geldi ve çoktan geçiyor. yoksa onlarca konser, festival ve itelemeye rağmen bu arada üretilen tırnak içinde alternatif müzik heyecan yaratamıyor, delirtemiyor,neden insanlar yerli müzik dinlemiyor sorularına yanıt bulamayacağız.
neden bir zamanki erkin koray, bazı yaptıklarıyla mozaik, tüm yaptıklarıyla zen gibi albümler projeler çıkmıyor diye hayıflanıp duracağız.
reel eleştirinin yokluğu sanat ortamı, edebiyat kulvarı kadar bağımsız müzik dünyasının da ayağına sıkıyor; vasatın hakimiyetini güçlendiriyor.
ve boşluğu her zamanki gibi troll dolduruyor; üretilen her şeye karşı içinde en varsa kusarak
Etiketler:
alternatif müzik,
bağımsız müzik,
erkin koray,
mozaik grubu,
müzik eleştirisi,
zen
hiçbiryer de..
insanlar "nedensiz" çok mutluydu, bir şenlik havası vardı rüzgarda. Sıraselviler'deki dönüştürülmüş otobüs durağında durmuştum. bir ucum Bataille'ın "göğün mavisi" bir yanım yüzünü maviye boyamış bir Godard karakteri. hayatımda hiç kendimi bu kadar hiçbiryere ait hissetmemiştim.
Etiketler:
çılgın pierro,
geçici otonom bölge,
göğün mavisi,
hiçbiryer
17 Mayıs 2015 Pazar
Popüler Romancıdan 1 Bilimkurgu Denemesi: “Ex Machina”
Alex Garland bu iş romanı yaz, başka yönetmen çeksin ile olmayacak ben yönetmenliğe dalayım demiş “Ex Machina” filmiyle..
Fena da olmamış işin aslı, en azından hikâyedeki akıllı robotlar senaryosunu yine Garland’ın yazdığı “never let me go” daki klonlar gibi yazgısına razı değiller.
Yaratıcı-tanrı analojisinden çıkmış Garland; doğal olarak hikâyenin insan kahramanına bir “titan” Prometheus rolü verilmiş, ateşte simgesel olarak çalınmış.
Onunla da sınırlı kalınmamış bir Blade Runner tarzı “acaba ben de” yanılsaması yaratmış fake olarak. Sonra iş Frankenstein mitine bağlanmış, yaratıcısını ona bağışladığı kaderi red edip ona baş kaldıran denekten özneye geçiş olarak.
Dikkatli okur hatırlayacaktır ki, Mary Shelley’in orijinal Frankenstein romanın adı “Frankenstein; or, The Modern Prometheus’tu.
Hikâye dışında yönetmenlik açısından ortalamanın üzerinde iş çıkartmış Garland. Mekân ve kamera kullanımları fena değil. Müziğe biraz fazla gereksiz yüklenmiş olduğunu da eklemek lazım.
Sonuçta Bilimkurgu sinemasını devrimci-entelektüel geleneği yanında popülist kısmıyla da ilgiliyseniz “Ex Machina” hoş bir seyirlik. Ama deliliğe biraz daha yakın olmaksa arzunuz yeni Mad Max vizyonda..
Etiketler:
Alex Garland,
blade runner,
ex machina,
Frankenstein,
klon,
mary shalley,
never let me go,
Prometheus,
rafet arslan
9 Mayıs 2015 Cumartesi
"arabesk" mevzuatı
üretimimin bazı ayaklarında mesela edebiyatta ya da sesin söyleyiş biçimlerinde bile isteye arabesk kodlarını da kullanırım ve bundan hiç gocunmam. şu arabeks, bu kro, şu kezban şımarık kentsoylu ergen tavrınızı aşın da sevgili orta ve üst sınıf. sonra oturup zihinsel dönüşümü ve onu tetikleyecek kültürel devrimi tartışalım. sizin sınıfsal izolasyon haliniz kültürel izolasyon takıntınızı besliyor aman
sonra da oturur alt sınıflara beraber kızarız ama önce eşit şanslı eğitim-kültür yaratmaya sizle soyunduktan ve sizin o cool mesafeden arındırdıktan sonra. canların insanlarım katman katman..
bir de arabesk punk ilişiği var o başka dosya işi, sonra gireriz icabında..
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)