18 Kasım 2015 Çarşamba

"3. Göz" metni UP 8 DE

UP'nin son sayısında 20 Kasım da açılacak Alice sergisi kapsamındaki serime dahil yazım var. Underground Poetix 8..

"Alis" sergisi 20 Kasımda açılıyor!

https://www.facebook.com/events/434100230120226/ Alice 150 yaşında! Sürrealistler, patafizikçiler, kavramsal sanatçılar, Deleuzcüler, psikocoğrafya araştırmacılarının ve çocuklarınbaş ucu kitabı Alis Harikalar Diyarı'nın 150. yaş günü nedeniyle küre çapında bir çok etkinlik yapılmakta. 20 Kasım Cuma akşamı da Sine Ergün'ün küratörlüğünde 3 mekanlı, performanslı, konuşmalı bir Alis sergisi ve etkinlikler dizisi başlıyor. Ben de sergideyim:) Özellikle serginin konsept metninde Alice üzerine disütopya/ütopya ve alternatif gerçeklikler üzerinden özgün okuma çağrısı benim için önemli.

9 Kasım 2015 Pazartesi

Freak Night

Adettendir 11 Kasım- Çarşamba gecesi "Freak Night"ta Yuri Gagarin kabinindeyiz.. event link: https://www.facebook.com/events/886526074759034/

Ada Sanat sergisi Tüyap Artist sanat fuarında

2 yapıtımla Tüyap Sanat fuarındaki Ada Sanat' sergisindeyim.( "709/C ,salon-7" standı) bir kolaj "soyut kesikler" ve de bir assemblage"berzah" ile yer alıyorum.

sayıklama- radiohead/videotape

sonra çöker .. gerisi karartılmıştır; gerisi hep karanlıktır- yürürsün öksürerek, yürürsün benliğini yok etmeye,- görmezsin- siyah koskocaman bir boşluk-yürürsün, dibine, yürürsün kendini silercesine- ve yürürsün. bekliyoruz; evladır, bekliyoruz sabah yıldızının sözüdür, bekliyoruz nice nice badire atlatmıştır.. ve biliyoruz zaman yok ve biliyoruz varlık boş bir kabuk- ve her bir saniye bize verilmiş bir müfakattır. yürüyoruz-sadece karanlık- --- sonra sabah çöker, bilinmez formlardan ve üç beş kişisindir ve herkes yalnızdır- susarsın ve büyürsün-hayattır ve susarsın karanlık en güvenli evindir koskoca susarsın..

4 Kasım 2015 Çarşamba

"Sanat-Emek Piramidi" Amber Fest 15'te

izleyicinin katılımına açık çalışmam "Sanat-Emek Piramidi" Amber Fest 15 kapsamında 2 ayrı mekanda izleyici karşısına çıkacak. 7-15 Kasım Santral Istanbul'da Amber Fest alanında. 12-15 Kasım Contemporary Istanbul fuarındaki Amber Platform standında. Interaktif bir iş, herkes kendi piramidini yapsın; fikirler uçuşsun hevesindeyiz
link: http://15.amberplatform.org/language/tr/sanat-emek-piramidi/

"Fetişizmin Parçalı Atlası" metni Pul Biber dergisinin 2. sayısında..

"Acı Biliş" düzenlemem Amarcord/Hatırlıyorum sergisinde

AMARCORD-HATIRLIYORUM! Küratör: Ali Şimşek 07-15 Kasım 2015 “Amarcord” (a m’arcord) Federico Fellini’nin doğduğu şehir olan Rimini’de konuşulan, İtalyanca’nın Emilia-Romagna lehçesinde “Hatırlıyorum” anlamına gelmektedir. 1973 tarihli film, bir çocuğun gözünden ergenlik neşesine ve ülkeye kara bir gölge gibi çöken faşizme dair şiirsel bir anlatıma sahiptir. “Hatırlıyorum” hafıza ve anımsamanın trajik olduğu kadar neşeli yönünü de hatırlatır bize. Çünkü hatırlamak sadece acı ve trajediyle değil; neşe ve umutla da sarmalanmıştır. 2015 yılı, 1915′ten itibaren yaşadığımız dünya savaşlarına ve acı yerel trajedilere önemli bir eşiği gösteriyor aynı zamanda. Unutmayalım; hatırlamak bizim en insani gücümüzdür. TÜYAP ARTİST bu yıl hatırlamanın, hafızanın, anımsamanın, acı ve umudun birlikteliğine odaklanıyor. SANATÇILAR Huri Kiriş, Yusuf Aygeç, Tayfun Gülnar, Ahmet Sarı, Güneş Acur, Beyza Paksın, Berkay Tezcan, Nazım Serhat Fırat, Coşkun Sami, Gökçe Er, Ata Türk, Adem Başpınar, Adnan Doğan, Murat Germen, Burhan Yıldırım, İskender Giray, MANBOR, Öykü Ersoy, Gürbüz Doğan Ekşioğlu, Tan Taşpolatoğlu, Emel Akın, Rafet Arslan, Hür Kellecioğlu, Osman Nuri İyem, Rugül Serbest, Nur Çelik, Fulya Çalışkan, Mustafa Duymaz , Sevil Tunaboylu, Talat Doğanoğlu, Esk Reyn, Yiğit Can Alper, CANAVAR, Fulya Çetin, Barış Yılmaz, Serkan Turaç, Ekin Urcan, Serkan Çatar, Cenin, Yeşim Şahin, Mustafa Pancar, Deniz Beşer,Bülent Demirağ, Onston, Tutku Bulutbeyaz, Deniz Gökduman, Kerem Ağralıgil, Nesli Türk, Gizem Malkoç, Cüneyt Aksoy, Çiler Belen, Ayhan Mutlu, Genco Gülan, Mehmet Ali Boran, Enis Malik Duran, Gülen Eren, Erim Bikkul, Özge Topçu, Irmak Dönmez, Mehmet Yılmaz Tunç Gençer, Niyazi Selçuk, Neriman Polat, Nejat Satı, Zeynep Beler, Şahin Domin, Müfit İşler, Neşe Çetin

24 Ekim 2015 Cumartesi

Film Raf'ı: The Duke of Burgundy

Benim kuşağımdan çıkmış İngiliz yönetmen Peter Strickland'a önce Berberian Ses Stüdyosu ile takmıştım; kenara bir çentik atmıştım.. Şimdi son filmi The Duke of Burgundy - Burgonya Dükü'nü izleme şansım oldu. Arkadaşlar karşımızda ciddi bir sinema dehası var.. Strickland imgesi çağın coştuğu Lynch, Haneke, Lars von Trier imgelerinin toplamından çok daha "rafine" bir sinema sanatı yaratmaya aday. Ses ile ve doğal olarak kesin sessizlik ve gürültüyle kurduğu ilişki rakipsiz. Onun planlar, iç mekanlar ve renklerle ilgili takıntısı abartılan wes anderson'un çok üstünde. Sese, dokunmaya ilgisi kadar kokuya ve duyusal tüm algıya seslenen tuhaf bir sinema dilinden bahsediyoruz. Juhani Pallasmaa'nın mimariye yönelik "duyusal" kazısının sinemasal bir karşılığı.. Eğer; çağıl sinema da yabancılaşma, tekinsiz, paranoya, klostofobi, minör iktidar mekanizmaları, takıntı, burjuva yaşam tarzının eleştirisinin karşılığını arıyorsanız Strickland; insan ruhunun karanlık koridorlarını derinine gezebilenlerden- yazın kenara; atın bir çentik daha..
2000'lerin başı ile sinemada tekinsize dair metafizik soruşturma "extra" derinleşti ve ben de bunun altını çiziyorum. Trier de bu sürecin bir yerlerindedir; en azından "Anti-christ" ve "Melancolia" ile birlikte; kent soylu gündelik akış içine metafizik sızıntıyı gelecekten(kozmik felaket) diğeri geçmişten bir imgeyle (pagan dişil kurucu öğe) anlatmayı da başarmıştır.. Haneke -büyük ihtimal dünya görüşünden- metafizikle çaktırmadan uğraşır, onu gerçeklik sorgulamalarına yedirir. Lynch Blue Velvet ve Lost Higway'de bu işin kitabı yazar ama diğer filmlerinde tekinsizin metafiziğine dair bu rafine sinemaya da alt metne de -ne yazık- rastlanmaz. Misal "Muholland Drive" tekinsizin metafiziği köşeyi dönünce bak ceeeah jestine, "İndland Empire" şeytan ile zik arasında metaforlara dönüşür. Yeni kuşağın en çok üstünde durduğu bir kaç isimden örnek verdim, gerekirse örnekler çoğaltılabilir. Ama altını çizdiğim noktalarda Strickland'ın 2 filmde başlattığı tekinsiz kazı vaatkar bir geleceğe bakıyor..

Film Raf'ı: Berberian Sound Studio

Varlık, ses, gürültü, bilinçaltı, kabus, gerçeklik gibi mevhumları tekinsiz bir uyumla yan yana getirmiş bir mühim film. Özellikle, makaralı teyplere, ses stüdyolarının ıssızlığına, gürültü ve sessizliğe takıntılılar için ihya edici görsel, duyusal ve bilişsel bir seyirlik. Kafka dan gerçeküstü imgeye yoğun ve kapalı okumalara açık.

İkiçeşmelik Sürüyor: UP 7

"Hasar Tespit Raporu"mu yayınladım aylık Underground Poetix- Ekim sayısında..

Alıntı Raf'ı: PKD

Eve dön ve bir sürü sigara iç. Aydınlanmanın zayıf sesini unut gitsin, zaman silahların zamanı; aydınlanmış olsan da olmasan da..." PKD (timothy archer)

pazarları severim

halen; sanki ertesi gün derse ya da mesaiye gidecek biri gibi.. benim bir işim yok; yaşamım var- ben sanatçıyım:) Dün gece; kocaman harflerle "ontolojik beyhudelik" yazdım defterime. Bu sabah biraz geç kalktım, kahvaltıyı rehavete sürükledim ve bir animasyon izleyip tebessüm ettim. Ve yaşam her zaman ortada olmasa da, yaşam ateşi baki dedim; kendi kendime- kendime..

Kitap Raf'ı: Kıyamete Bir Milyar Yıl

Nihayet uzun yıllar sonra dilimizde yeni bir Stugatsky kardeşler romanı.. Aldığım duyum doğrusu İthaki devamını da getirecek.. Tanrı Olmak Zor Şey, Yolkenarında(uzayda) Piknik, İktidar Mahkumları ve Yokuştaki Salyangoz ardından.
Kıyamete Bir Milyar Yıl Orjinal isim: Za Milliard Let Do Kontsa Sveta Arkadi Strugatsky, Boris Strugatski İthaki Yayınları / Bilimkurgu Dizisi

Kitap Raf'ı: Yıldızlardan Ebediyete

Bu kitabı kim basar diye sormuştum bir kaç yıl önce, işte Mevsimler Derneği başkanından devrimci kozmoloji anıtı. . Blanqui'i Paris Komununun seçilmiş başkanı, geleceğe seslenen düşün-eylem insanı. .
"Yıldızlardan Ebediyete | Astronomiyi Temel Alan Bir Varsayım", Louis-Auguste Blanqui, Çeviri: Cemal Yardımcı

2 Ekim 2015 Cuma

görsellik çağı üzerine

Sanalın "bakıp geçme" şeklinde formüle ettiğimiz, nöron harcamadan tüketme çizgisi üstüne bir kaç ikrar.. -Teorik olarak kök olmak istedik ve bu bize verildi- şimdi şikayet aşamasındayiz. Yüz binlerce bilginin akışında küçük ve gizlenmiş kökleriz: muhatap arıyoruz. . -Ürettiğimiz şeylere değer veriyoruz, boşlukta ses versin, anlaşılsin, alımlansin istiyoruz. Like bir narkoz.. -Kimse anlamaz derken bile birileri vardır deme -iyimserligine sahibiz. -Imajin alternatifi söz degil.. -Sanal imaj tüketim toplumuna karşı; caps, gif, fotomontaj ancak başka düşünceleri yoklamaya yarayabilir. Bu da bir şeydir. Fakat bu hakimiyet yıkılacaksa karşısında uzun erimli direngen ve başka bir dünyayı haber eden yeni bir imge kurmak gerekir. Çürüyen tüketen imaja karşı, ruhun ejderi olan imge; mümkün mü?

arkadaşlık üzerine

Yalnızlık yokluk içe kapanma anları iyidir; insan evladının arkadaşı olmadığı gerçeğini sık sık anımsattığı için; örneğin. Arkadaşlık ortak sınıfsal konumla yürüyen bir mezheptir ve doğal olmayan yasaları vardır. O yüzden dış mekanlarda örülür harcı ve kendi tecritindeki insan nasiplenmez bundan. Tabii aşk denilen arkadaşlık istisna..

"seni çözdüm"

İnsan insanı anlar hatta bazan kavrar; bir mucize gibidir. kalbinde duyar, zihninde belirir, ruhunda kıpırdanır ve hatta etinde bile hissedebilir.. Bunu anlamak için yaşa, mevkiye, tecrübeye, eğitime, doğuştan şansa gerek olmaz; doğa ananın kime idrak bahşedeceği belirsizdir. Fekat birileri gelip seni çözdüm, anladım senin kafanı, çözdüm meramını, çaktım derdini demesi için en az benim kadar zekaya, yaşam tecrübesine, ufka ve de emeğe sahip olması gerekir-bilirsin..

31 Ağustos 2015 Pazartesi

kitap okuma eylemi

asıl sorun eğitimli "adlandırılan" nüfusun kitap okuma alışkanlığından uzaklığı. bu durum tipik kent taşralığı ya da bir çeşit geç feodalizmin aczi ya da toprağın kederidir- ve yahut kaderi.. -eğer bestseller tüketimi dışı bir şeyden bahsediyorsak- kitap okumak, bir alışkanlıktan öte kişinin rutin dışında düşünme ve evrendeki yerini sorgulama-algılama çabasının delilidir. nedir rutin ötesi düşünce ve neden feodal karşıtı? Rutin ötesi "gerçek" düşünce eylemi kişinin ben nereden geldim, nereye giderim sorununu bireyselliği ötesinde kozmik, tarihsel ve evrensel düşünebilme niteliğidir.( bir niteliktir ve özneyi doğurur..) feodal düşünce örneği ise ben ile başlayıp aile, akraba, semt arkadaşı, hemşeri ile ufkuyla düşüncesini sınırlayan kişidir. pergelini açsan orta boyu futbol tribününe uzun boyu yaşadığı toprağa denk gelir. (kitap okumayı, müzik dinlemeyi vb alışkanlık hobi diye tanımlayan kişiden özne çıkmaz- bi kenara yaz) (boş vakit doldurma biçimi olarak tanımlayandan ise uzak dur-dur kaç)

19 Ağustos 2015 Çarşamba

8 Temmuz 2015 Çarşamba

İkiçeşmelik bölüm 3- Underground Poetix aylık 5'te

İkiçeşmelik başlık dizi yazımızın 3'sü "Tarihin arka sayfaları ya da balık pişirmek aceleye gelmez!"UP sayı 5'te.. Ps:"İkiçeşmelik" dizi/yazı Mart ayında ilk aylık UP ile başladı. İkincisici Nisan da yayınlandı. Mayıs/Haziran yazamadım. 3. bölüm "balık pişirmek aceleye gelmez" Up'nin 5. ve yeni nüshası- Temmuz- da yayınlandı. ve bu gün dağıtımda. http://www.645dukkan.com/collections/underground-poetix/products/up-xiv-sayi-5-temmuz-agustos-2015

İdraka dair küçük flux

Sonsuz olasılıklar alemindeyiz; sen iyiysen sıkıntı yapma, en kötü kalpte bile senden bir parça var; bir parça da ondan sende. Tüm renkli ya da kof ruhlar senle, tüm perhizler ve karnavallar, tüm savaşlar ve barışlar, tüm travmalar ve sonsuz öpüşler şimdi ve burada senle - ulu ağaçlar ve olanca yasam formuyla tüm sonlu dünya ve sonsuz evren.. şimdi burada; senle ve sende.. amin. Bazen okuduğum bir şeyi hadi canım bu kadar basit mi diye önemsemem(ve hatta küçümserim), ama şans perileri bu cehaletimi bağışlar; beni o metne/kitaba/fikre geri döndürür ve o zaman şaşarım ve gülerim kendi yargılarıma, gençlik aceleciliğime, sabırsızlıklarıma, bilememeyişime. Bazıları o en basit sözcüklere dünyanın olanca gizemini sığdırmıştır; o kadar yalınlaşmak ve onu anlamak ise; idrak yolunda çook uzun bir menzil ister. işte o zaman gülerim o görmeyen zavallı ben'lerime, onları yırtarım özümden yeni ben'ler çıkarırım vakitli vakitsizce.. hem de hunharca!

ezilen sanatçı piramidi

geçmişte küratör egeosuna çok maruz kalınmış; şimdi sanat yazarı/eleştirmeni egosu hayli çok kabarık. e bunun kurum yöneticisi egosu var, galerici egosu var, koleksiyoner egosu var; var da var mahşallah. bir piramit çiz, en altta sanat üreticisini yaz..

gerçeküstü

Gerçeklik bir cendere ise ondan kaçmaya kalkışmak en doğal hakkımdır. Kimi batılı düşünürler bu durumu Gerçeküstücülük olarak tanımlıyorlar:)

baba ve kız

Kordon sahilde bir dialog.. E-baba eskiden sen punk cı mıydın? -evet kızım. E-ne güzel baba 2mizde pankciyiz. (Sonra bir dalga vurur; apansiz islanirsin..)

Mutant Sanat Manifestosu Sanat Hayat radyo programında

Mutant Sanat manifestosuni ve ötesi https://archive.org/details/sanathayat_23-06-2015_r_arslan

Robot mevzuu

20. Yüzyıl kültürü Robot'a kötü ya da kötümser baktı. Tutsaklik ile güdülenme arasında karanlık bölgede. Biz 21. asrın çocukları ise Robot'a hep gülümser baktık. Özgürlük ve melezlik arasında bir kaçış çizgisinde. Onların robotu bir mantık sinsilesiyken; bizim robotumuz YZ oldu; kablo et ile birleşti önce android, sonra cyborg ve siber karma oldu.. Işte öyle be kardeşim. .

Kaburga Fanzin

Bir şiir ve bir kolaj çalışmamla Kaburga Fanzinin kapanış sayısındayım..

Eleştiri Üzerine Flux

eleştiri olsun istiyoruz, çünkü eleştirinin varlığı, vasata ket vurur, kaliteyi, inceliği ve özeni arttırır, bastırılmış söylemlere ses olur, hiyerarşiye darbe vurur, imgelem galaksisini genişletir, tahayyülü büyütür. eleştiri olsun istiyoruz; çünkü gerçek eleştiri sanatçıyı, müzik erbabını, şairi tahrik eder, radikalleştirir aynı zamanda ona ses, dil olur. kendini okuma derdinden kurtarır; sesi büyütür. eleştiri olsun istiyoruz; eleştirinin varlığı turnusol'dur; safları netleştirir, mesafeleri kaldırır, iletişime yataklık yapar. eleştiri olsun istiyoruz; gerçek eleştiri hesaplaşma amacıyla yapılan, itibarsızlaştırmayı amaçlayan, belden aşağıya vurulan hasetliliğin eleştiri diye kılıf değiştirme girişimlerine ket vurur. eleştiri istiyoruz; evren maya takviminde 5. güneşe girdi, dünyanın manyetik alanı kaydı, ülkede 4 milyon kişi yürüdü, 21. yüzyıl başladı- bir şeyler daha rahat idrak edilsin diye. eleştiri var ama çok çok daha çoğalması ümit..

Eski Defterler/ Bilimkurgu Tarihi

Bilimkurgu atlası..

Eski Defterler/ Sürrealizm

Sürrealist Eylem haritası.

Dişi Punk!

Punk, bir kadın ayaklanmasıdır; aynı zamanda da..

30 Mayıs 2015 Cumartesi

metruk mektep..

Rimbaud; sessizliği seçti. Duchamp; suskunluğu seçti. Genet; mücadaleyi seçti. Cioran; hiçliği seçti. Ian Curtis; boşluğu seçti.. sen neyi seçiyorsun gafil diye sordu; sırlı bir ayna. neyi?

çıldırı saati

Bazen sıkça düşünürüm, yeteri kadar deliremedik diye. Ya da yeterince delirdik ama bunu dışarı eksik attık; çoğu içi yaktı diye. . Bazan; derim işte sen kimsin adam, bu kaçıncı level, neyi tam doğuramadin, kaçıncı düşük bu diye.. Peki hayat; sence vakit ne?

mad max fury road üstüne- kısa flux

George Miller Mad max-Fury Road ile bir sinema ustası dahi, büyük bir yönetmen olması yanında; çağının tanığı bir aydın ve insanlığın geleceğini sanatla iyileştirmek isteyen bir temiz kalp, bir münevver olduğunu da -herkese- ispat etti. Bu çağda böyle sanatçılar oldukça -hep- umut vardır..

fanzinler

Atölye de şimdi baktım 40'a yakın fanzin yapmışız . Bülten, broşür;, basılı text trafiğini saynadan ve 90larin kayıp hafızasını da anarak. Nedeseyse 15 yıldır çaktırmadan yayın yapan bir small press:)

müzik eleştirisinin yokluğu

sürekli yerli bağımsız müzik sahnesi dair albüm yazılarını okuduğumda Advertorial reklam kokusu alıyorum. sürekli olumlu tarafları öne çıkartan, eksiği gediği örten yaklaşımlar hakim; bant magazine'den Kargamecmua'ya oradan hatırı sayılır 3-5 müzik sitesine. sanırım ekspress ten beri gelen yerli ve alternatif müzik yazınını masaya yatırma vakti geldi ve çoktan geçiyor. yoksa onlarca konser, festival ve itelemeye rağmen bu arada üretilen tırnak içinde alternatif müzik heyecan yaratamıyor, delirtemiyor,neden insanlar yerli müzik dinlemiyor sorularına yanıt bulamayacağız. neden bir zamanki erkin koray, bazı yaptıklarıyla mozaik, tüm yaptıklarıyla zen gibi albümler projeler çıkmıyor diye hayıflanıp duracağız. reel eleştirinin yokluğu sanat ortamı, edebiyat kulvarı kadar bağımsız müzik dünyasının da ayağına sıkıyor; vasatın hakimiyetini güçlendiriyor. ve boşluğu her zamanki gibi troll dolduruyor; üretilen her şeye karşı içinde en varsa kusarak

hiçbiryer de..

insanlar "nedensiz" çok mutluydu, bir şenlik havası vardı rüzgarda. Sıraselviler'deki dönüştürülmüş otobüs durağında durmuştum. bir ucum Bataille'ın "göğün mavisi" bir yanım yüzünü maviye boyamış bir Godard karakteri. hayatımda hiç kendimi bu kadar hiçbiryere ait hissetmemiştim.

17 Mayıs 2015 Pazar

Popüler Romancıdan 1 Bilimkurgu Denemesi: “Ex Machina”

Alex Garland bu iş romanı yaz, başka yönetmen çeksin ile olmayacak ben yönetmenliğe dalayım demiş “Ex Machina” filmiyle.. Fena da olmamış işin aslı, en azından hikâyedeki akıllı robotlar senaryosunu yine Garland’ın yazdığı “never let me go” daki klonlar gibi yazgısına razı değiller. Yaratıcı-tanrı analojisinden çıkmış Garland; doğal olarak hikâyenin insan kahramanına bir “titan” Prometheus rolü verilmiş, ateşte simgesel olarak çalınmış. Onunla da sınırlı kalınmamış bir Blade Runner tarzı “acaba ben de” yanılsaması yaratmış fake olarak. Sonra iş Frankenstein mitine bağlanmış, yaratıcısını ona bağışladığı kaderi red edip ona baş kaldıran denekten özneye geçiş olarak. Dikkatli okur hatırlayacaktır ki, Mary Shelley’in orijinal Frankenstein romanın adı “Frankenstein; or, The Modern Prometheus’tu. Hikâye dışında yönetmenlik açısından ortalamanın üzerinde iş çıkartmış Garland. Mekân ve kamera kullanımları fena değil. Müziğe biraz fazla gereksiz yüklenmiş olduğunu da eklemek lazım. Sonuçta Bilimkurgu sinemasını devrimci-entelektüel geleneği yanında popülist kısmıyla da ilgiliyseniz “Ex Machina” hoş bir seyirlik. Ama deliliğe biraz daha yakın olmaksa arzunuz yeni Mad Max vizyonda..

9 Mayıs 2015 Cumartesi

"arabesk" mevzuatı

üretimimin bazı ayaklarında mesela edebiyatta ya da sesin söyleyiş biçimlerinde bile isteye arabesk kodlarını da kullanırım ve bundan hiç gocunmam. şu arabeks, bu kro, şu kezban şımarık kentsoylu ergen tavrınızı aşın da sevgili orta ve üst sınıf. sonra oturup zihinsel dönüşümü ve onu tetikleyecek kültürel devrimi tartışalım. sizin sınıfsal izolasyon haliniz kültürel izolasyon takıntınızı besliyor aman sonra da oturur alt sınıflara beraber kızarız ama önce eşit şanslı eğitim-kültür yaratmaya sizle soyunduktan ve sizin o cool mesafeden arındırdıktan sonra. canların insanlarım katman katman.. bir de arabesk punk ilişiği var o başka dosya işi, sonra gireriz icabında..

14 Nisan 2015 Salı

güncel sergi: Yalancı Meme

10 yıldır beraber paylaştığımız 3 dost ilk kez "Yalancı Meme" başlıklı konsept sergi ile yan yana geldik; heycanlıyız. Rafet Arslan, Onston ve Cins, “Yalancı Meme” sergisiyle 25 Nisan -21 Mayıs tarihleri arasında Pazar günleri hariç her gün Galeri Artist Çukurcuma’da sanat severler ile buluşuyor.

"İkiçeşmelik bölüm 2" Ege Bamyası- Aylık Underground Poetix'te..

Artık aylık yayınlanan Underground Poetix dergisinin 2 nolu Nisan sayısında İkiçeşmelik başlıklı anlatı devam ediyor..

11 Mart 2015 Çarşamba

İki yeni montaj ile "Manzara" başlıklı sergi de..

Son bir yıl boyunca değişik kurgular, medyumlar, tasarımlara girdikten sonra; davet aldığım “Manzara” sergisi vasıtasıyla biraz sadeleşmek istedim. Bu sergi vasıtasıyla oldukça minimal bir anlatıma sahip 2 montaj ürettim. Sonuçta estetik bir dil üzerinden “hikâye anlatıcılığı” derdimin yeni uğrakları bunlar ve buradan başka hayali sulara akar; akar. Manzara sergisi 12 Mart'ta 44A Galeri de start alıyor..

"İkiçeşmelik: Yanmış 1 Dünyanın Fotoğrafı"

"İkiçeşmelik" yazı anlatısı Mart itibarı ile her ay Underground Poetix dergisinde..

"İkiçeşmelik: Yanmış 1 Dünyanın Fotoğrafı" dizi yazı/Underground Poetix

Yeni ve aylık formattaki Underground Poetix dergisinin ilk sayısında "İkiçeşmelik: Yanmış 1 Dünyanın Fotoğrafı" dizi yazısına başlamış bulunmaktayım. rastgele.. http://www.645dukkan.com/products/up-xiv-sayi-1-mart-2015

Alengirli Mecmua Röpörtajı

Alengirli Mecmua dergisinin ilk sayısı için Zeliha Demirel studio'muz da davetliydi. Topun gelişine bir çok başlıkta söyleştik..

Umut her zaman vardır!