12 Ekim 2010 Salı

sadece öksürük şurubuyla dinleyebileceğimiz şarkılar..

yokbirşey..

geri, gerisin geri, dibi.

çevremizde kaç hayalet diye sordu ş.e, ki bu bana hatırlattı 'biz diye birşeyyok' dediğini onston'un.

ama onston'un bir listesi var gemi listesi değil ama, oturup içebileceğimiz, sarılabileceğimiz bir liste ve ne yazık oldukça tenha: portishead, björk, röyksopp, radiohead...

ve dünya kaldırabileceğimizden gaddardı, sadece öksürük şurubu iyi gelebilirdi bu yalancı paylaşımlara, çoşkun halaylara.

kayıp dünyalar vardı hatırladığım, Roma'dan beri boğazımıza düğümlü pranga, 1 bakışla kesili sözcükler vardı ve yalan vedalar.

şimdi gecenin yarasalara evrildiği bu dönemeçte, bizim dışımızda herkes 'sukut suiksatlarından' yakınacaktı. yaşam bir Godard filmi değildi- ki hiç olmadı- boşverelim herşeyi; sadece içelim olmayan anlara, bisiklet gidonlarına,yazılabilecek ve yazılası her ana.

dünya yanarken bir gemi talep ederse kutsal birisi, diyeceğiz ki ona insandan gayrı hepisi.

şimdi reklamları izlediğiniz sayın seyirciler; bundan sonra ekranınızı kapatabilir, yada yalanları izlemeyi seçebilirsiniz.

Hiç yorum yok: