14 Nisan 2011 Perşembe

kedikumu için felsefe



sevdiğim arkadaşım geldi, rakı açtık; sonra sanal uzam, boşluğa ait silüet sesleri... hani hayaletler duyabilir, güneşten sekebilir ya gölge... öyle..

sonra rakı, sonra gök adaları kaplayan sessizlik, sonra hiç, sonra, sonra, kara...

günler tuzak bize sık sık, ama neşe tık tık'lıyor kapısını gaip cennetin ve biz bilinmeziz, görünmez denizi tin'in... çalıp kaçacaksan zili, bir şarkı bırak en açık ufukta ve usulca yit sonsuz ve sonsuz boşlukta. gaip.

iletişimsizliğin atlasları boyu, her insanın kendi, kendi, çıplak sureti.

ve sonra,

manyetik alanların yasak olduğu bir haritadan ESP sinyalleri gönderdim göğe, sen de ki kıta Afrika ben diyeyim ki, çift dilli bir Avrupa; kime ne? nasıl olsa kopuktu telleri telgarfların, nasıl olsa duymadı fısıltını erik ağaçları, nasıl olsa kördü histerik her özne, kendi kıyametine, ne ne ne?

ama bir anlamı vardı, sokak köpekli hecelerden akan gecelerde yalan her oyunun, kendince. içuzay-dedik uzun deliliğimize. sonra, sustuk.

"the people you've been before that you don't want around anymore

that push and shove and won't bend to your will

I'll keep them still"

Hiç yorum yok: