5 Ocak 2018 Cuma

Rolling Stones, Kraut Rock, King Crimson- ya da serbest vuruşlu özgür müziğe dair flux

Kuşkusuz; kökleri modern klasik müzik ve free jazz deltalarında olsa da - serbest icra edilerek kaydedilen müziğin; pop müziğin avangard'a dokunan kulvarlarındaki izleğini sürmek, beni hep heyecana sürüklemiştir. Bahsettiğim şeyi sözcükler ile tarif etmek zor olabilir ama bahsettiğim makamı müzik ile örnekleyince daha kapsayıcı sonuç verebilir. İlk aklıma düşen örnek; Rolling Stones'un en serbest ve deneyci kaydını oluşturan Their Satanic Majesties Request albümüdür. Bu albüm, dönemin uzakdoğu esintilerine hiç kapılmadan buram buram 60'ların özgür ruhunun müzikal karşılığı olabilmiştir. Bu vurguyu 2016 da Can Batukan'ın konuk editörilğündeki Underground Poetix'in "Deleuze-Punk" özel sayısındaki yazımda değindikten bir sene sonra aynı vurgular ile Pitcfork'ta karşılaşmam benim için süpriz olmadı. Bahsettiğim makam Stones'un bu en önemli işi sonrası 70'lerin başı ile önce Krautrock ekolünde(özellikle Faust, Neu! ve Can'de) ve Robert Fripp'in imzası olan işlerde(gerek King Crimson gerekse de Bowie'nin Heroes albümü gibi içinde olduğu bir çok şeyde) yoğunlaştığını düşünüyorum.
King Crimson'ın "Larks' Tongues in Aspic" albümü, grubu daha önce kasetten dinleyen benim CD formatında ilk satın aldığıma K.C. kaydını olmuştur. bu albümü dinlerken ilk dinlediğimde tam içine giremediğim ve biraz uzak kaldığım bir vahşi rahatlık beni şaşırtmıştı. Müziğe emek vermek, diğer sanat dallarındaki menzil gibi insanı eğitir, kulağını açar. Ben de yıllar boyu bu albümü dinleyerek onunla barıştım ve hatta onun serbest vuruşlarını tekrar tekrar dinleyip hayranlık duydum. İki yıl önce bir event esnasında She Past Away'den sevgili Volkan ile müzik üzerine sohbet ederken; onun prog müzikten daha karanlık, soğuk ve gotik sessel dünyalara tutkun olduğunu da bilerek, R. Fripp hakkında düşüncesini sordum. Volkan'ın bana "Larks' Tongues in Aspic" in grubun tüm üretimin ötesinde ve 80lerle canlanan bir müziğin nüvelerini taşıdığını söylemesi beni, nedensiz mesud etmişti.
Bu günü bu albüme ayırdım, her ne kadar onun sessel dünyasını SuperSilent'tan ariel Pink'e hala işitiyor olduğumu düşünsem de..

Hiç yorum yok: