8 Mayıs 2012 Salı

Müzeye Girmenin 6 Kutsal Yolu


Genelde Oscar törenlerindeki kullanımıyla toplumsal imgelemde yer etmiş kırmızı halı, yıldızların ışıltılı gösteri dünyasına girişi de temsil etmektedir. Bence; kırmızı halı imgesi sanatçı açısından müzeye girme, yıldızlaşma, tescil edilme, onaylanma, içeri alınma, kendini ispat etme, onure edilme, yükselme-level atlama, tescillenme, kalıcılaşma, ölümsüzlük, sanat tarihine girme gibi zengin kavramları bünyesinde toplayan ve geniş eleştirel alt okumaya izin veren; eleştirel bir metafordur.

Özellikle 90’lardan beri patlayan neo-liberal politikalar da sanat piyasasının yükselen konumu ve ona bağlı “star sanatçı” sistemi, sanat üretimine dair her şeyin piyasa normlarınca belirlenir hale gelişi, piyasanın sessiz sansür ve mobbing sistemi, sanatçının bir aydın, münevver, entelektüel kimliklerinden soyundurulması ve piyasaya göre üretim yapan bir tasarımcıya dönüştürülmesi, piyasa normları dışında hareket eden sanatçı öznelerin “loser” konumuna indirgenmesi ya da sukut suikastı ile yok sayılması realitesin sorgulanması bu mekan düzenlemesinin ana konseptini oluşturur.

Market arabası ise, en düz okuma ile piyasanın görünmez elini temsil eder. Kırmızı halıda yürümeye başlayan sanatçı; o ışıltılı yolda yürürken elinde naifliği, düşlerini ve yapıtlarını taşımaktadır. Yürüdüğü halının sonu müzeye girmektir ve o yolun sonunda sanatçı bakarken taşıdığı yükün önemli bir bölümü, elinden alınmış ve yolun sonundaki “marketing” arabasına yerleştirilmiştir.

Sonuçta müzenin temsil ettiği kültür endüstrisi alanı, yaratıcının naif içsel evreni ötesinde, koyu bir rasyonalite merkezidir. O halının sonunda ok yaydan(sanatçıdan) çıkar. Sanırım her sanatçının kişisel tarihindeki en önemli dönüm noktası; tam da bu an’dır. Nesneleşmek ya da radikal öznelliğinin tekilliğinde ısrar etmek. Müzenin içerisinde ve müzeye rağmen bir bağımsız varoluş seçebilmek.

Bundan sonraki sanat menzilinde ya bilinçli ve gönüllü olarak yükünü o market arabasına yerleştirecek, ya da akışa dahil olmayan bir uzay yaratmakta diretecek. Tam da Dostoyevski kahramanlarının ya da anti-kahramanlarının yaşadığı etik ve trajik; hesaplaşma ve seçim anı gibi.
Rafet Arslan
2012/İstanbul

                                          market arabası müze içersinde gezmede:)

                                          6 kutsal yolu açıklayan 'insert'ler.
                                          Müze girişine serdiğim kırmızı halı


Müze İçinde Müze sergisi, Elgiz Museum içinde.

Hiç yorum yok: