Genelde Oscar törenlerindeki kullanımıyla toplumsal
imgelemde yer etmiş kırmızı halı, yıldızların ışıltılı gösteri dünyasına girişi
de temsil etmektedir. Bence; kırmızı halı imgesi sanatçı açısından müzeye
girme, yıldızlaşma, tescil edilme, onaylanma, içeri alınma, kendini ispat etme,
onure edilme, yükselme-level atlama, tescillenme, kalıcılaşma, ölümsüzlük,
sanat tarihine girme gibi zengin kavramları bünyesinde toplayan ve geniş
eleştirel alt okumaya izin veren; eleştirel bir metafordur.
Özellikle 90’lardan beri patlayan neo-liberal politikalar da
sanat piyasasının yükselen konumu ve ona bağlı “star sanatçı” sistemi, sanat
üretimine dair her şeyin piyasa normlarınca belirlenir hale gelişi, piyasanın
sessiz sansür ve mobbing sistemi, sanatçının bir aydın, münevver, entelektüel
kimliklerinden soyundurulması ve piyasaya göre üretim yapan bir tasarımcıya
dönüştürülmesi, piyasa normları dışında hareket eden sanatçı öznelerin “loser”
konumuna indirgenmesi ya da sukut suikastı ile yok sayılması realitesin sorgulanması
bu mekan düzenlemesinin ana konseptini oluşturur.
Market arabası ise, en düz okuma ile piyasanın görünmez
elini temsil eder. Kırmızı halıda yürümeye başlayan sanatçı; o ışıltılı yolda
yürürken elinde naifliği, düşlerini ve yapıtlarını taşımaktadır. Yürüdüğü
halının sonu müzeye girmektir ve o yolun sonunda sanatçı bakarken taşıdığı
yükün önemli bir bölümü, elinden alınmış ve yolun sonundaki “marketing”
arabasına yerleştirilmiştir.
Sonuçta müzenin temsil ettiği kültür endüstrisi alanı,
yaratıcının naif içsel evreni ötesinde, koyu bir rasyonalite merkezidir. O
halının sonunda ok yaydan(sanatçıdan) çıkar. Sanırım her sanatçının kişisel
tarihindeki en önemli dönüm noktası; tam da bu an’dır. Nesneleşmek ya da
radikal öznelliğinin tekilliğinde ısrar etmek. Müzenin içerisinde ve müzeye
rağmen bir bağımsız varoluş seçebilmek.
Bundan sonraki sanat menzilinde ya bilinçli ve gönüllü
olarak yükünü o market arabasına yerleştirecek, ya da akışa dahil olmayan bir
uzay yaratmakta diretecek. Tam da Dostoyevski kahramanlarının ya da
anti-kahramanlarının yaşadığı etik ve trajik; hesaplaşma ve seçim anı gibi.
Rafet Arslan
2012/İstanbul
6 kutsal yolu açıklayan 'insert'ler.
Müze girişine serdiğim kırmızı halı
Müze İçinde Müze sergisi, Elgiz Museum içinde.
Müze İçinde Müze sergisi, Elgiz Museum içinde.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder