20 Eylül 2009 Pazar

bayram yalnızlıkları mı, hadi canım?


barksız
bir bayram sabahı siberuzayda olamanın yalnızlığının ötesi nedir? sanırım bir bayram günü tek başına bir otel odasından çıkmamak...

aile ile ev,aslında ne akraba kavramlar. sonuçta bu kavramlar aidiyet ölçer. aile evi, çocuk yada baba olarak. ama,annesi olmayan bir aile evi olmaz, anne yoksa aslında aile yoktur. karmaşık mı gözüküyor, asla kaotik değil oldukça yalın.
ev ile sorunlu olan insan hep sokağa daha bir yatkındır. tabi sokak mitolojik bir öge değil, sokak tercih edilmez, kalınır genelde.

evsiz yada barksız bir herif, halk diliyle serseri olmaktan utanmalıyım? insan sadece kendinin sahibi olabilmelidir, bağımsızlık güzel olduğu kadar dikenli bir duygudur aslında. kendini keser, kendini siker, sağlaması yalnızlıktır oysa.

yertsiz-yurtsuzluk
deleuze sevmem demiştim, ama o severdi bilirim. yertsiz-yurtsuzluk sembol, idealize bir kavram yapıldı post-yapısalcılarca -dedim. onlar yorum deleuze'ü bağlamaz, o şu yapılmalıdır-doğrudur diye bir çıkarımda bulunmaz-dedi Gösde. konuşmayı dinleyen Murat'ta hem bana hem d eona hak verdi.
gösteri peygamberi romanı dedim, göçebeliğin muhalif bir folklorik öge halinde sunumu mudur?
Gösde, dedi bunların hepsi yorum post-yapısalcılıkla deleuze'ün alakası olamaz... duurrr!!
stop!
bir bayram günü kuramsal konulara giren bir adamdan yalnız kimse olamaz sevgili bizans...

herşey olması gerektiği gibi oluyor, yapçak bi şey yok.
sevinçliyim, nice bayramlar hepinize.

Hiç yorum yok: