17 Nisan 2009 Cuma

Güneşle Çalışan Makine/Ayşegül

o günlerde.
elimde bir de dilimde güneş vardı. iyi ki.
makine olmak hoşuma gidiyordu çok pis. gidiyordu zaman. zaman gördüğüm yere akan yazma isteğim güneşi ilgilendirmiyordu ve hiçkimseyi. beni. bilmiyordum her zaman. akan dedim yine diye de makine oldum az biraz diye küsmeseydim dedim keşke kendime diye ağlamak uzak yakın değil diye üzülemem bak şimdi ben anı biriktirmem tekrar ederim bu yüzden diye sıkıldığım zaman başa dönerim güneş varsa çalışırım yoksa deep depreşen. olurum fark edilmeden. neresi kötü bunun. ve dahası kötüyle ne ilgisi var. ilgi. var mı. bişi bişiye bağlı mı gerçekten. yoksa hepten alakasızlıklar toplamı. bana ne bundan diye makine değilim. makineyim diye güneşle çalışan bana ne bundan asıl.
büyüyünce yoda olucam bi de küçülünce kozmonot.
hedefimi çok büyük koydum hedefime koydum sonra diye kim dedi lan hedef diye. bak sen makinenin işine. yaaa.
öle olur sonra.
neyse ne.
gıcır gıcır fabrikadan yeni çıktım baktım fena deelmiş bir makine olmak bu kadar basit. basit iyiymiş diyenlere sevgim çoğaldı. sonra dedim ki. git dedim kızım kendime bir makine olan akan yazan gördüğünde zamanı aslında akan bi bok olmadığını da bilen. bi bak dedim büyük makine nasılmış diye. sonra git güneşin batmadığı bi yer bul kendine. huzur bul sonra. İSYANDA. kim demiş makineler isyan etmez diye.

Hiç yorum yok: